Dolaylı vergiler, başta tahsilat kolaylığı olmak üzere bir kısım başkaca nedenlerle bütçe açısından Türkiye’de çok yaygın bir politika aracı. Bu politika aracının kullanılma nedeni, şekli ve sonucu açısından çokça Anayasal tartışma yapmak mümkün.
Ancak şimdilik bunları dışarıda bırakarak döngüsel ekonomi açısından geri dönüşüme tabi mal ve hizmetler için düşük KDV uygulama zorunluluğu meselesi üzerinde duracağız.
İçinde bulunan ekonomik politikalar açısından tam aksi beklentiler olsa da Döngüsel Ekonomi için AB Eylem Planı’nda yer alan tespitler oldukça mühim. Tespitlere göre, “Tek bir Dünya gezegeni var, ancak 2050’de dünya sanki üç tane varmış gibi tüketecek”. Biyokütle, fosil yakıtlar, metaller ve mineraller gibi malzemelerin küresel tüketiminin önümüzdeki kırk yılda ikiye katlanması beklenirken, yıllık atık üretiminin 2050 yılına kadar %70 artması bekleniyor.*

Geri dönüşüm hurda veya 10 numara yağ sorunlarından ibaret değil

Türkiye’de geri dönüşüm meselesi çoklukla hurda atık teslimlerinde KDV veya 10 numara yağ üzerinden tartışılmıştır. Hiç şüphesiz bunlar önemli ve kötüye kullanım açısından dikkat edilmesi gereken hususlar ancak bu sorunlar geri dönüşüm konusunun olması gerektiği gibi tartışılmasının da önüne engel olmuştur.

KDV en etkili araç değil ama önemli

Döngüsel ekonomide tüketicilerin bir mal veya hizmete düşük oranlı KDV üzerinden ulaşması, daha sürdürülebilir bir dünya için en etkili araç değil ama önemli. Bir mal veya hizmete düşük oranlı bir harcama vergisi ödeyerek ulaşmak tüketici davranışını kaçınılmaz olarak belirleyecektir.

Yasal zemin mevcut

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Oran” konusunu ele alan 28’inci maddesine göre “Katma değer vergisi oranı, vergiye tabi her bir işlem için %10’dur. Cumhurbaşkanı bu oranı, dört katına kadar artırmaya, %1’e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası ve inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi ranları tespit etmeye yetkilidir.”

Ekonomik katkı

Sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde üretilmiş mal ve hizmetlere düşük KDV oranı uygulamak hem karşı karşıya kalınan çevresel zorluk bilincinin toplumda artmasına hem de bu mal ve hizmetlerin tüketiminin kendi ekonomisini oluşturacak olması nedeniyle ekonomiye bir katkı sağlayacaktır. Bu katkı yeter mi? O da ayrı bir tartışma ancak bu hususların tartışılması ve uygulanması çevresel sorunları göz önüne aldığımızda bizi bekleyen gelecek açısından önemli.

Geri dönüşüme tabi mallar ve geri dönüşüm kapsamındaki hizmetler için KDV oranının düşürülmesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürütmüş olduğu Türkiye Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ile de uyumlu olacaktır. Eylem planı, AB Döngüsel Ekonomi Modeli doğrultusunda Türkiye’nin döngüsel ekonomiye geçişte kurumsal ve teknik kapasitesinin güçlendirilmesini hedefliyor**.
* A new Circular Economy Action Plan For a cleaner and more competitive Europe, Brussel, 2020. ** https://dongusel.csb.gov.tr