İdari ve Vergisel Uyuşmazlıklarda Temyiz Sınırının İptaline Anayasa Mahkemesi Kararı

13 Ekim 2023

İdari ve Vergisel Uyuşmazlıklarda Temyiz Sınırının İptaline Anayasa Mahkemesi Kararı

Özet: İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize ilişkin 46(1)-b bendinde yer alan “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan…” ibaresinin Anayasa’nın 2., 10., 13., 36. ve 37. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Yapılan norm denetiminde Anayasa Mahkemesi, kanun maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. İptal kararı kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasından dokuz ay sonra yürürlüğe girecektir.

Açıklamalarımız:

Anayasa Mahkemesi’nin 26/7/2023 tarih ve E.2023/36, K.2023/142 sayılı kararı

Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yoluyla yapılan başvuruda, kuralla,  davanın açıldığı tarih itibariyle temyiz yolu açık bir uyuşmazlığın, istinaf aşamasında bölge idare mahkemesince karara bağlandığı tarihteki temyize ilişkin parasal tutarlar dikkate alınarak temyiz yolu kapalı olmak üzere kararlar verilmesinin  Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkı ve adil yargılanma halkının alt güvencelerinden hükmün denetlenmesini isteme hakkı yönünden ölçülü olmayacak şekilde kısıtlama getirdiği ayrıca Anayasanın 36’ncı maddesindeki hak arama özgürlüğü ve 37’nci maddesinde düzenlenen tabii hakim ilkesine, bölge idare mahkemesi kararları yönünden davanın açıldığı tarihteki temyize ilişkin parasal tutarların mı yoksa bölge idare mahkemesi karar tarihindeki temyize ilişkin parasal tutarların mı dikkate alınacağı açısından Kanunda bir belirleme ve açıklığın bulunmaması nedeniyle, “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan” ifadesinin, hukuk devletinin alt ilkeleri olan hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik (öngörülebilirlik) ilkelerine de aykırı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca iş yoğunluğu farklı olan iki farklı yargı bölgesinde aynı tarihlerde temyiz yolu açık olarak açılan davaların iş yoğunluğu daha az olan yargı çevresinde açılan davada uyuşmazlığın daha kısa sürede karara bağlanması nedeniyle bölge idare mahkemesi karar tarihi itibariyle temyiz yolu açık olarak karara bağlanabilirken, iş yoğunluğu daha fazla olan yargı çevresinde yargısal sürecin daha uzun olması nedeniyle temyiz yolu kapalı olarak karara bağlanabilmektedir. Bu durum, Anayasanın 10’uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine de aykırı sonuçlar doğurmaktadır.

Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirmede aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır.

  • Temyize tabi kararların belirlenmesine ilişkin parasal sınırın her yıl güncellenmesi nedeniyle hangi tarihteki parasal sınıra göre temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinin kanunda belirli bir açıklıkta ve öngörülebilir bir şekilde düzenlenmesi gerekir. Bu itibarla kuralda temyiz kanun yoluna başvuru açısından hangi tarihteki parasal sınırın uygulanacağı hususunun açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde düzenlememiş olması nedeniyle kural kanunilik şartını taşımamaktadır.
  • Tutarı itibarıyla önemsiz olduğu kabul edilemeyecek vergi, tam yargı veya iptal davasında, ilk kez bölge idare mahkemesince davacı aleyhine bir hüküm kurulması durumunda, kural nedeniyle bu hükmün denetlenememesi kişilere aşırı külfet yüklemekte, Danıştayın iş yükünün azaltılması amacı ile davacıların hükmün denetlenmesini talep etme haklarını kullanmadaki menfaatleri arasındaki denge davacılar aleyhine bozulmaktadır. Bu nedenle konusu beş yüz seksen bir bin Türk lirasının altında kalan tüm vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlerden kaynaklanan davalarda ilk kez davacılar aleyhine hüküm kuran bölge idare mahkemesi kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamaması hükmün denetlenmesini talep etme hakkına orantısız bir sınırlama getirmektedir. Bu nedenlerle, kural Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

Karar, 13 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış olup, ekteki linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/10/20231013-7.pdf

Saygılarımızla