Kur Korumalı Mevduat Hesaplarının Vadesinden Önce Kapatılmasında Vergi Ziyaı Cezasına İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

27 Mart 2024

Kur Korumalı Mevduat Hesaplarının Vadesinden Önce Kapatılmasında Vergi Ziyaı Cezasına İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

Özet: 7352 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanunu’na geçici 14. Madde eklenmiştir. Kanun ile belirli şartların gerçekleştirilmesi hâlinde Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili vergi avantajı sağlanmıştır. Kanun maddesinin Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 5., 6., 7., 10., 13., 35., 48., 65., 73., 87., 90., 123. ve 167. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Yapılan norm denetiminde Anayasa Mahkemesi, kanun maddesinin vergi ziyaı cezası kısmı yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermiştir.

Açıklamalarımız:

Anayasa Mahkemesi’nin 23/1/2024 tarih ve E.2022/34, K.2024/16 sayılı kararı

Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirmede aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır.

  • İstisnanın kapsamı açısından;

Kamu harcamalarının finansmanının sağlanmasında önemli unsurlardan biri olan vergiler aynı zamanda etkin bir maliye politikası aracı olup kanun koyucunun istisna ve muafiyet gibi birtakım vergisel araçları kullanarak ülke ekonomisi üzerinde doğrudan etkiler sağlayacak önlemler alabileceği tabiidir. Kanun koyucu tarafından bu kapsamda anılan tarih itibariyle bilançolarında yer alan yabancı para ve altın hesabını belli bir tarihe kadar TL’ye çeviren mükelleflere kurumlar ve gelir vergisi istisnası uygulanmasını öngören kuralda anayasal vergilendirme ilkelerine aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ayrıca kuralla bankacılık sistemindeki toplam mevduat ve katılım fonu büyüklüğü içinde TL’nin payının artırılmasının ve suretle finansal istikrarın sağlanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla kuralın kamu yararı dışında başka bir amaç güttüğü söylenemez. Kuralla söz konusu tarih itibarıyla dövizi veya altın hesabı bulunan mükelleflere TL’ye dönüşümün desteklenmesi kapsamında açılacak hesaplarda değerlendirilmesi şartıyla dönüşümden kaynaklanan kazançlar da dahil olmak üzere elde edilecek faiz, kâr payı ve diğer gelirlerden dolayı vergi istisnası tanınmıştır. İstisnanın şartları da gözetildiğinde vergi ödeme yükümlülüğü bakımından yapılan ayrımın ölçüsüz bir yönünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

  • Vergi ziyaı cezası açısından;

 Kuralla TL mevduat veya katılma hesabından vadeden önce çekim yapılması durumunda 5520 sayılı Kanun’un geçici 14. maddesi kapsamında istisna edilen tutarlar nedeniyle verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi hâli ile sınırlı olarak vergi ziyaı cezasının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 213 sayılı Kanun’un 344. maddesinin birinci fıkrasında ise vergi ziyaı cezasının hesaplanma şekli açıklanmıştır. Bu itibarla hangi hâllerde yaptırım uygulanacağının, yaptırımın kapsam ve niteliğinin herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açık ve net olarak belirlendiğinden kanunilik şartını taşıdığı anlaşılmaktadır. Ayrıca vergi ziyaı cezası kesilmesinin TL mevduat veya katılım hesabından vadesinden önce para çekilmesini caydırıcı nitelikte olduğu gözetildiğinde kuralın finansal sistem içinde TL’nin payının korunması amacını gerçekleştirmek için elverişli ve gerekli olduğu açıktır.

Bununla birlikte vadesinden önce para çekilmesi durumunda hesap sahibi gerçek ve tüzel kişiler, bir yandan hesaptan para çektikleri tarihteki kur veya fiyatın dönüşüm tarihindeki kur veya fiyattan yüksek olması durumunda bu kur veya fiyat artışından yararlanamamakta ve faiz alamamakta, çekim tarihindeki kur veya fiyatın dönüşüm tarihindeki kur veya fiyattan düşük olması durumunda ise çekim tarihindeki kur ve fiyat üzerinden vadeli hesap veya katılım hesabı güncellendiğinden hesaptaki tutar hesabın açıldığı tarihteki TL cinsinden tutarın altında kalmakta, diğer yandan yararlanılan istisna nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmak suretiyle -verginin geç tahakkuk etmesinden kaynaklanan zararı karşılayacak şekilde- gecikme zammı ile birlikte tahakkuk ettirilmektedir. Dolayısıyla, kuralla mükelleflere yüklenen külfet ile finansal istikrarın desteklenmesi yoluyla elde edilecek kamusal yarar arasındaki dengenin vergi mükellefleri aleyhine bozulduğu, kural nedeniyle uygulanan yaptırımın mükelleflere aşırı bir külfet yüklediği ve kuralın orantılı olmadığı sonucuna varılmıştır.  Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.

Söz konusu karar, 27 Mart   2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış olup, ekteki linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/03/20240327-5.pdf

Saygılarımızla,